Kısaca Tarihçe
18.yüzyılın sonunda Polonya Devleti Rusya , Prusya ve Avusturya tarafından bölünerek işgal edildi.Bu istila ve bölünmeden sonra Paris 'de Prens Adam CZARTORYSKI Başkanlığında sürgünde Polonya Hükümeti kuruldu .Polonya özgürlüğüne 120 sene sonra ancak 1918 senesinde kavuşacaktı ve bu zaman zarfında yalnızca Osmanlı İmparatorluğu Polonya'nın parçalanmasını hiçbir zaman kabul etmeyecekti. Prens Adan CZARTORYSKI Polonya'nın bağımsızlığını Osmanlı İmparatorluğu ile beraber Ruslara karşı savaşarak elde edebileceğine inanmamıştı. Bu maksatla 1841 yılında İstanbul'a ünlü yazar General Michal CZAJKOWSKI'yi göndererek ŞARK AJANLIĞI adı ile anılan Polonya temsilciliğini kurdu. CZAJKOWSKI daha sonra koşulların gereği olarak İslam dinine girerek MEHMET SADIK PAŞA isim ve rütbesini almıştır.
831 yılında Polonya'da kanlı olarak bastırılan ayaklanmadan sonra Fransa ve Osmanlı'ya çok sayıda Polonyalı sığınmıştır.Czajkowski asker ailelerinin barınabilmesi için Prens Adam CZARTORYSKİ'nin onayını alarak o zamanlar da çingene konağı adı ile anılan 5000 dönüm büyüklüğündeki bugünkü Polonezköy topraklarını (o zamanlarda Karaköy' deki SEN BENOİT Lisesi Lazarist papazların inek çiftliğinin bir kısmıdır) sonsuza dek kiralarlar ve 1842 yılında köy kurulur. Daha sonra topraklar 1881 yılında Prens tarafında satın alınır.POLONEZKÖY'ün ilk adı Prensin adından esinlenerek ADAMPOL, yani ADAM'ın tarlası olarak adlandırılır. 1853-1856 KIRIM harbine Polonya'lılar Polonya'nın kuruluşunu sağlayabilmek inancıyla iki alayı (tahminen 8000 kişi olarak) Osmanlıların yanında MEHMET SADIK PAŞA kumandasında , harbe iştirak ederler.
Kırım savaşı sonrası ADAMPOL'e yerleşen asker ve göçmenler verimsiz ve işlenmemiş bu toprakları çıplak elleriyle çiçek bahçelerine dönüştürdüler.
Sultan ABDÜLMECİT harp sonrası bir ferman yayınlayarak savaşa iştirak eden subay ve askerleri ödüllendirdi ve köyde yaşayanlara vergi muafiyeti getirdi. Bu arada askerlere moral vermek için İstanbul'a gelen Polonya'nın gelmiş geçmiş en büyük vatansever şairi ADAM MICKIEWICZ Kasımpaşa'da vefat etmiştir. Polonezköy Türk misafirperverlik ve toleransının gösterisi olup TÜRKİYE - POLONYA dostluğunun bir sembolüdür.
Polonezköy
İstanbul’un arka bahçesi olarak da adlandırabileceğimiz, doğanın yeşilini korumayı başardığı ve insanın gerekli saygıyı gördüğü yerlerden birisi olan Polonezköy’e gelirken, etrafı çam ağaçları ve yeşilliklerle çevrili yollardan geçerken kendinizi bir anda İstanbul’un kalabalıklığı, gürültüsü ve stresinden arınmış hissedersiniz.
Köyün hemen girişinde sizi tarihi kilise ve mezarlık karşılar. Yüz metre kadar sonra köyün şirin ve ufak meydanına geldiğinizde, Polonezköy’ün güzelliklerini yaşamaya hazırsınız demektir.
İstanbul’da doğa ile iç içe ve huzur dolu güzel bir hafta sonu için en çok tercih edilen yerlerden birisi konumunda olan Polonezköy’de yapılabilecek çok sayıda aktivite bulunuyor.
Yine Polonezköy'de bulunan nefis Türk, Polonya ve Dünya Mutfağı yemeklerin sunulduğu kardeş kurumumuz olan Karçma Kriha Restaurant'ı da ziyaret etmenizi öneririz.